PRP
PRP’nin (platelet rich plasma) kelime anlamı trombosit bakımından zengin kan demektir. Trombosit, alyuvar ve akyuvarlarla birlikte kanda bulunan bir hücredir ve en önemli özelliği büyüme faktörünün bol miktarda bulunmasıdır. Kişinin kendinden alınan 20-30 cc kanının, özel tüplerle yüksek devirde santrifüj edildikten sonra ayrı bir tabaka halinde kalan trombosit bakımından zengin kanın kişinin cildine verilmesine PRP tedavisi denir.
PRP Konusunda Sık Sorulan Sorular
Her iki yöntemin de ana hedefi fibroblast artışı yaparak doku yenilenmesini sağlamaktır, ancak farklı bir işlemdir. Kök hücre tedavisi için kan değil, kulak arkası doku kullanılır.
Cildinde sarkma, kırışıklık, leke, akne izi olan kişilerde cildin yenilenmesini sağlar. Aynı zamanda saçlı deride de kullanılır.
Cildinin yenilenmesini isteyen, daha fresh, daha genç bir cilt isteyen, ergenlik çağını geçmiş herkese yapılabilir.
- Pıhtılaşma problemi olan kişilere,
- Daha önce kanser tedavisi geçirmiş olanlara,
- Ailesinde kanser öyküsü olanlara,
- Hamile ve emziren kadınlara,
- Aktif enfeksiyonu bulunan kişilere yapılamaz.
Muayenehane ortamında yaklaşık 15 dakikalık bir süre içerisinde yapılır. Hastaya öncelikle anestezik krem sürülür, kan alınır, santrifüj edilir ve cilde geri verilir. Çalışan kişilere öğlen yemekleri arasında bile yapılabilir. Bazı kişilerde ciltte kızarma olabilir, ancak kişi sosyal yaşamına hemen geri dönebilir. Yalnızca işlemin yapıldığı ilk gün aşırı güneş ışınlarından kaçınmalı ve gün boyunca yüz ıslatılmamalıdır.
PRP tedavisi, başlangıçta ikişer hafta arayla mutlaka 3 seans yapılmalıdır. Daha sonraki seansların sayısı kişinin memnuniyetine göre ayarlanır. Ancak maksimum etkiyi görmek için ilk 3 seans şarttır.
Hayır, yoktur. Kişinin kendi kanının verildiği, dışarıdan yabancı bir madde enjekte edilmediği için alerjik etkisi yoktur.
